Kayıtlar

Haziran, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

19

Şimdi Durgundur deniz Bir köpük yükselir güneşe doğru Erir kavrulur soyulur Ağır soğumuş bir top gibi gibi denize dökülür Bir manzara severin bakışlarını tutar ister istemez Bigün benim ağıma sıçrar Usul usul çekerim Kafamda beyaz kepim Usul usul Biraz elimde tutarım Binbir göz 7 renk yeşil Öldürmüş mu olurum Yaşatır miyim daha Denize bırakırsam Veya Avcumda Usul usul Elim boş uyuduğum yere giderim Bir kenara çeker beni eli mızraklı zencileri Oltamdan ve sazliklardan dalgalar arasına sıkışmış sulu kan kırmızısı gözlerden Günün özeti bu Bir oltam, bir ben

Sessiz ve sakin Kıyıdan uzak kalmış kum taneleri Hiddetle kıyıya vurdu Onları balık sandım Bir su dalgası hıçkırarak ağladı Sandim kulaklarım dayanamaz bunca siziya Köpükler balıkları sildi Deniz üçe yarıldı Oturduğum kumda bir ıslaklık sezdim Besbelli üşüyorum Elbiselerim çıkarılmış Köpük üzerime yayılıyor Dünyaya bir boşluktan bakıyorum Tır tir titriyor çenem Bu kadar onemsedigime kızıyorum Aptal gibisin sen de aptal aptal Dal parçasını kırıp denize atiyorum Deniz şeklimi bozuyor Ordan oraya tasiniyorum deniz ne boğuyor ne susuzluktan olduruyor Birbirine benzeyen iki şeyin arasında kalmak düpedüz uyusukluktur Sudan çıldırıyorum susuzluktan kuduruyorum Havadaki sineğe konup onu isiriyorum

Gozyasi

Sokağı kovalayan güneş Yürümeden ezberledigim yol Sonsuz bir yerde Sonsuz adamlarla Hiç bu kadar zorlanmamistim Inmek istiyorum Ama bir yere gitmek Bir yerde durmak  Anlamak istiyorum artık ne var ardinda Kovboylar şeker kızlar  Yolu alan araba Mum gibi yalnızlığında  Ötesi var mi bıçağı kesen yolun Vay gile vagile Vay vay vay

Ankara Atatürk Lisesi Günlüğü -2 Pişt Çocuk Kışt Çocuk

Benim de en sevdiğim yazı serisi Ankara Ataturk Lisesi Günlükleri. Bloğa yazmayı da özledim. Nerden başlasak bilemedim. Ilk arkadaşlık satranç odasında gelmişti. Satranç salonunda arkadas bulma ümidimi kesmiş yalniz satranç oynamak için oraya gidiyordum. Insanlar pek bir soğuk ve yabaniydiler. Bu durumda sonsuza dek yalnız kalacağım düşüncesine kapılıyordum sürekli. Eve gittiğimde içimden ağlamak geliyordu. Internet üzerinden tanıdığım insanlarla kurduğumuz samimi bir grup vardı ve tek arkadaşlarım onlardı. Sınıfımdan nefret ediyordum. Herkes birbirini hor görüyordu. Onlara göre bir duvar boyle salak mahlukatla konusmaktan bile daha işlevliydi. Satranç odasına gittigimdeyse aynı atmosfer karşılıyordu beni. yüzüm git gide daha asiklasiyor ve  ben mutsuz hale geliyordum. Dogrusu mutsuz bile olamadigim bir durumdaydim. Insan kiymetini bilmedigi eylemlerde bulununca bircok farkina varis bekliyor onu. Hâlâ bir sorunla karşılaştığımda Dünya' nin sonuymus ve ben en caresiz insanmisim gi